BODRUM, YAVEŞ OL


Sağolsun Amerika, dedi ki BÜYÜK OL. Büyük olmayı, büyütmemizi sağladı. Büyük şirket, büyük aile, büyük servet, büyük bina. Büyük araba, Büyük hamburger, Büyük takıntımız oldu. Büyük güzeldi, etkileyici idi, güvenli idi, büyürsek bize birşey olmaz, güven içinde, mutlu oluruz, bildik. Büyük olma düşüyle yanıp, tutuştukça, büyük insanlık ne mutlu, ne de umutlu olabildi.

Sağolsun japonlar, KÜÇÜK ve HIZLI OL dediler, küçük ve hızlı olmak seni güçlendirir, diyerek önceki büyük olma takıntımızı, yıkmaya başladılar. Artık hergeçen gün, daha hızlı olamayanın, canı çıkmaya başladı, yarışı kaybedenler ezildi, yok oldu. Hızlanmaya başladık. Yaşam daha hızlı akıyordu. 24 saat, yedi gün yetmiyordu. Bir yerden, başka bir yere koşturup, çırpınırken, hızla yaşlanıyorduk. Büyük insanlık artık yürümüyor, koşuyordu. Japonlarda insanlığı mutlu, umutlu kılamamıştı. Artık ayakta kalabilmek için hızlı yaşıyor ve bir anda kalp krizi veya kanser ile göçüp gidiyordu, büyük insanlık.

Sağolsun İtalyan'lar yetişti ve dediler ki KÜÇÜK ve YAVAŞ OL. Yavaş Kentleri planmaya, Yavaş Kentlerin yasalarını oluşturmaya başladılar. Yavaş yaşamla, Dünya'nın, doğanın, insanoğlunun, kurtarılacağını düşünerek, yavaş iyidir anlayışını geliştirmeye başladılar yeni, yeni.

Ne dersiniz artık yavaş mı olmamız gerekmekte? İsterseniz, artık yavaş olalım ve yavaş kentlere ilişkin yapılmış saptamaları, yavaş, yavaş okuyalım. Yavaş olmak, bizi nasıl mutlu eder, zengin eder, insan eder, onu düşünelim?

İtalya'nın "Yavaş Şehir (Slow City)" hareketini destekleyenler, şehir merkezlerinde araba kullanımını yasaklayarak ve McDonald's şubeleriyle süpermarketleri kapatarak, yaşanır kentler oluşturmaya çalışıyorlar. Yavaş Kentler artık var ve onlar kendi aralarında organize olarak YAVAŞLIK felsefesini oluşturmaya ve geliştirmeye çalışıyorlar. İtalya'da başlayan bu akım Asya'yı da sarmış durumda.

İtalyan kentlerinden Bra Belediye Başkan Vekili Bruna Sibille bakın neler diyiyor.

"küreselleşmeye karşı hareket etmenin kolay olmadığı günümüzde, bir kenti yönetmenin en iyi yolunun yavaşlık felsefesi olduğunu söylüyor ve yavaşlık hareketi, önceleri iyi yemekler yiyip içmek isteyen birkaç kişinin fikri olarak ortaya çıktı. Fakat, her şeyi daha az telaşla ve daha az homojenize bir tutumla yapmanın faydaları hakkındaki tartışmalar giderek daha geniş bir alana yayıldı.

Bra'da da diğer Yavaş Şehirler'de olduğu gibi, tarihi kent merkezinde araba kullanımını, süpermarketleri ve parlak reklam ışıklarını yasaklandı. Elişleri ya da özel yetiştirilmiş yiyecekler satan küçük aile işletmeleri, en iyi ticaret birimleri haline geldi. Belediye binası, Piedmont bölgesinin tipik bal rengi sıvası kullanılarak onarılıyor. Okullarda çocuklara yerel üreticiler tarafından yetiştirilen organik meyve ve sebzeler servis ediliyor.

Fazla çalışmanın zararlarından korunmak amacıyla, Bra'daki bütün küçük marketler Perşembe ve Pazar günleri kapatılıyor. İnsanlar bürokratik işlerini, Cumartesi sabahı açılan Belediye'de acele etmeden halledebiliyorlar. Böylece yavaş, yavaş yeni bir ortam, yeni bir hayat anlayışı oluşturuyoruz.

Bir şeyi netleştirelim: Yavaş Şehir olmak, her şeyi durdurup zamanı geri almak anlamına gelmiyor, Müzelerin içerisinde yaşamak istemiyoruz, tek istediğimiz modern ile geleneksel arasında, kaliteli yaşamı destekleyen bir denge oluşturabilmek".

Yavaş şehirler olmak, hatta belgeli yavaş şehir olmak Avrupa'da çok önemli bir süreç haline gelmiş dahi.

Yavaş Şehir bildirisi, gürültü kirliliğini, kent trafiğini azaltmak, yeşil alanları ve yaya bölgelerini artırmak, yerel üretim yapan çiftçilerle, bu ürünleri satan dükkan ve lokantaları desteklemek, yerel estetik öğeleri korumak gibi, 50'den fazla taahhüt içeriyor. Yavaş Şehir olarak adlandırılmak için de, şehrin önce kontrol edilmesi, daha sonra da denetleyiciler tarafından düzenli olarak denetlenmesi gerekiyor.

Yavaş Şehir hareketinin, genel kurallarının belirtildiği bir manifestosu, yavaş kentlerin imzaladığı kurum sözleşmesi, düzenli toplantı programları bulunuyor.

Bu hareketin en önemli etkilerinden biri de, kentsel yaşamdaki "hızlı" yoğun tempoyla, mücadele edebilmenin sistemetiğini, bilincini geliştirmektir. İtalya'nın Yavaş Şehir yöneticileri, yılda bir kez buluşarak, notlarını karşılaştırıyorlar ve yeni inisiyatifler getiriyorlar. Üniversiteler bu yönde ki toplumsal, kentsel dönüşümlere gönüllü danışmanlık yapıyor.

Ne dersiniz İtalya'da bu yaşananlar ile Bodrum'un bir alakası yokmu? Bodrum bu hızla tüketilmeye daha ne kadar dayanabilir.

Yaveş Bodrum, Yaveş.

Kazım Öztürk

Bodrum, 22/10/2008